Dünya genelinde her yıl 700.000’den fazla insan intihar nedeniyle yaşamını yitirmekte ve her 40 saniyede bir intihar vakası gerçekleşmektedir. Bu ciddi halk sağlığı sorunu, sadece bireyleri değil, yakınlarını kaybeden aileleri, arkadaşları ve geniş çapta toplumları da derinden etkilemektedir. Bu nedenle intiharı önleme çabaları; sağlık, eğitim, ticaret, hukuk, medya ve savunma gibi birçok sektörün ortak hareket etmesini ve koordinasyon içinde çalışmasını gerektirmektedir.
Bu kapsamda, 1 Mart 2024 tarihinde İl Sağlık Müdürlüğü tarafından düzenlenen “İntiharı Önleme Çalıştayı”, intiharla mücadelede etkin stratejilerin belirlenmesi ve 2024-2028 yıllarını kapsayacak İntiharı Önleme Yerel Eylem Planının hazırlanması amacıyla gerçekleştirildi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden Arş. Gör. Ceren Şahin ve Arş. Gör. Leyla Turğal, çalıştayın farkındalık ve medya oturumunda yer alarak, medyanın bu süreçteki kritik rolüne dair önemli katkılarda bulundu.
Medya, İntiharı Önlemede Nasıl Bir Rol Oynuyor?
Farkındalık ve medya oturumunda, intihar vakalarının haberleştirilme süreci, kullanılan dilin etkileri ve medyanın toplumsal sorumluluğu ele alındı. Şahin ve Turğal, medyada intihar haberlerinin nasıl verilmesi gerektiğine dair uluslararası etik ilkeleri vurguladı ve sorumlu haberciliğin intiharın önlenmesinde oynadığı rolü detaylandırdı. Araştırmalar, intihar vakalarının sansasyonel ve detaylı bir şekilde haberleştirilmesinin “Werther Etkisi” olarak bilinen taklit intiharları artırabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, medya çalışanlarının bilinçlendirilmesi ve etik habercilik anlayışının benimsenmesi büyük önem taşımaktadır.
Medyanın Güçlü Yönlendirme Etkisi
Şahin ve Turğal, görsel ve dijital medyanın intihar vakalarına dair farkındalığın oluşturulmasında önemli bir araç olduğunu ancak bunun doğru ve bilinçli bir şekilde yapılması gerektiğini vurguladı. Sosyal medya platformlarının, bilinçli içerik üretimi ile intiharı önleme mesajlarını yaygınlaştırma konusunda güçlü bir etkiye sahip olduğu ve bu alanda daha fazla iş birliği yapılması gerektiği ifade edildi. Ayrıca, intiharı önleme kampanyalarının görsel iletişim araçlarıyla nasıl daha etkili hale getirilebileceği konusunda öneriler sunuldu.
Toplumsal Katkı ve Kurumlar Arası İş Birliği
Çalıştayda, intiharla mücadelede sağlık kurumları, eğitim sektörü ve medyanın ortak bir eylem planı çerçevesinde hareket etmesi gerektiği vurgulandı. Şahin ve Turğal, üniversitenin toplumsal sorumluluk anlayışı doğrultusunda, medya okuryazarlığı, etik habercilik ve farkındalık kampanyalarına yönelik çalışmalar yürütmeye devam edeceğini belirtti.
Çalıştay sonunda alınan kararlar doğrultusunda, intiharın medya aracılığıyla nasıl daha bilinçli ve etik bir çerçevede ele alınması gerektiği konusunda eğitim ve atölye çalışmalarının düzenlenmesi, yerel medya kuruluşları ile daha etkin iş birlikleri geliştirilmesi ve toplumsal farkındalık projelerinin artırılması gerektiği sonucuna varıldı.